tarihinde yayınlandı

Öğretim felsefem: Bilgi dünyanın malıdır!

Alman şair Gothe der ki: “Bütüm teoriler giridir.” Teorilere renk katan uygulamalarıdır. Teorisi olmayan uygulamaların pek faydası yoktur ama uygulaması olmayan teoriler de hiçbir işe yaramaz. Öğrencilerime aktarmak istediğim temel düşünce budur. Çünkü sağlam teorilerden hareket ederek sağlam bir metodoloji ile yapacağımız araştırmalardan çıkaracağımız sonuçlar doğrultusunda tasarlayacağımız uygulamalarla yaşamımızın renklendirmek mümkün olacaktır.

Bilgi üretmeliyiz

Sürekli dünya malını tüketemeyiz. Bizim de biraz dünya için bilgi üretmemiz gerekir. Okumayı sevmediğimizi iddia edenler var; ben ise daha ziyade yazmayı sevmediğimize inanıyorum. Okumaya değer bir şeyler olmalıdır ki, insanlar okumaya yönelsin.

Özellikle bilim alanındaki yayımlarımız başka ülkelerle karşılaştırıldığında çok ufak bir yer kaplıyor. Bu yüzden öğrencilerimden teorilerden yola çıkarak araştırdıklarını “yazmalarını” talep ediyorum. Yazdıklarının sanat şahaseri olması gerekmiyor, ama insanın kendi uğraşlarıyla ortaya çıkardığı sonuçları topluma sunması gerekiyor. Sadece bu şekilde bilgi toplumsallaştırılabilir ve bundan herkesin faydalanması sağlanabilir. Böylece bilgiyi asıl sahibine, topluma teslim edip bilgisşzliğin yarattığı cehaleti yenerek yaşam kalitemizi yükseltebiliriz.

Acaba?

İnsan önce okudu mu, yoksa yazdı mı? Kanımca önce yazdı, okumayı sonradan öğrendi. Biz konuşmalarımızda hep “okuma” kavramını kullanıyoruz. Çocuğunu “okutacağını” söyleyen ebeveynler, aslında çocuğunun yazılı olanı öğrenmesini istediklerini belirtmektedir. Çoğumuz çözüğümüzü okula “yazmaya” göndermiyoruz, hep “okusun” istiyoruz. Acaba bu biizim bilinçaltımıza yerleştiği için mi bu kadar az yazıyoruz?

Tesadüf mü?

Kavramlarımızı bizim hayatımızı anlatır. Çünkü kavramlar düşüncelerimizi ürünüdür. Bilim, teknik, ekonomi ve diğer alanlardaki kavramların “bize” ait olmaması bir tesadüf mü?

tarihinde yayınlandı

Arayış

Mükemmeli değil, güzeli arayalım!

Güzel bir toplum için…

Sahildeki taşların güzelliği mükemmelliyetten değil, zamanla suyun aşındırdığı eğrisinden büğrüsünden ileri gelir. Mükemmel olmayandaki güzellik dediğim budur.  

Mükemmel bir toplum için reçetemiz yok. Herhalde gelecekte de olmayacak. Ama birlikte yürüdüğümüz yaşam sahilimizdeki taşların güzelliğini görebilirsek, o zaman şikayetlerimizin sebebinin elimizdeki cevheri görememekten kaynaklandığının farkına varabiliriz.  

yaratıcılığımızı…

Düşüncelerin problem çözümüne katkı sağlayabilmeleri için, onları yaratıcılığımızla birleştirmek gerekir. Yaratıcı sosyal girişimler ile farklı grupların ihtiyaçlarını birbiriyle uyumlu hale getirebilirsek,  

birleştirelim!

sosyal olayları ve olguları yeni bir gözle görebilir  toplumumuzu daha güzel yapılandırabiliriz. Ama bu, yaratıcılığın yanı sıra cesaret de gerektirir. Çünkü alışkanlıklarımızı terk etmekten korkan varlıklar olarak her değişimden ürker, buna direniriz.

tarihinde yayınlandı

Yaşam felsefem

İçimizdeki çocuk

Çocuk gibi düşünmek ve çocuk gibi sormak; felsefemin temeli budur. Bunu keşfeden ben değilim. „Felsefem“ derken, çoktan beri bilineni benimsediğim ve uygulamaya çalıştığım anlamına geliyor.  

Neden?

Amacım kendim gibi düşünenlere seslenmektir. Niçin içimizdeki „çocuğu“ birlikte harekete geçirmeyelim? Sorularımızı niçin çocuksu naiflik ile sormayalım? Olayları ve olguları oldukları gibi görmek yerine, alışılagelenin dışına taşan açılardan niçin bakamayalım?

Riskleri

Felsefem basit, ama risklidir: Çocuksu saflıkla sorduğunuz sorularla alay edilebilir, saçma oldukları iddia edilerek dikkate alınmayabilirler. Çünkü aile, okul, toplum hepimizi bir kalıba sokmak için seferber olmuştur. Oysa bize kalıplaşmış değil, kalıbının dışına taşan insanlar lazımdır!  

tarihinde yayınlandı

Ne istiyorum?

Sosyal adalet

Herkesin doğumundan ölümüne kadar iyi koşullarda yaşamasını istiyorum. Bir istek değil, bu bir taleptir. Sosyal devletin yaratacağına dair anayasada söz verdiği gibi sosyal adaletin herkes için yaratılmasını talep ediyorum.

Oyun Alanları

Herkes için yaşam boyunca kendini geliştirebileceği „oyun alanları“ istiyorum. Hayatların boşuna akıp giden zamana dönüşmemelerini, geriye dönüp bakınca „hayatım iyi geçti„ diyebilen insanların çoğunlukta olmalarını istiyorum.

Sosyal Güvenlik

Yaşlılıkta ekonomik güvence, hastalıkta sağlık hizmeti ve bakıma muhtaçlıkta bakım güvencesinin devlet garantisi ile tasdik edilmesini istiyorum.