tarihinde yayınlandı

Yaşlı imgeleri

Yaşlılara yönelik davranışlar

Yaşlı bir insanlara konuşurken sesini yumuşatan, tane tane konuşmaya özen gösteren, hatta bazen neredeyse ona çocukmuş gibi davranan bir kimse bunu niçin yapıyor? Yaşlıların hasta olduğundan yola çıkanlar, bu düşünceye kendi tecrübelerine dayanrak mı varıyorlar? Yaşlandıkça erkeğin umursamaz, kadının çenebaz olduğunu düşünen biri, bunu nereden biliyor?

Siz kendinizi, başklası sizi nasıl görüyor?

Hiçbirimiz önyargılardan arınmış değiliz. Önyargılar ailede, sosyal çevrede, okulda vs. aktarılmaktadır. Önyargıların yararları da vardır. Örneğin tehlikelerden korunmada işe yaramaktadırlar. Fakat zararları bir hayli fazladır. Yaşlılarla ilgili pekçok önyargıyı aile ve okul eğitiminde, günlük yaşamdaki sosyal ilişkilerimizde ediniyoruz. Örneğin „yaşlılara saygı“ çok sık kullanılan (pozitif de olsa) bir önyargıdır. Bir insanın saygınlığı yaşına doğru orantılı şekilde artmaz ya da azalmaz. Ama yaşlıların pinti, korkak, çok konuşan, inantçı olduklarını düşünenlerin sayısı bir hayli kabarıktır. Bunlar da yaşlılarla ilgili negatif önyargılardır.

Yaşlılar üzerine önyargıları henüz çocukken ediniyoruz. Masallarda yaşlı insan figürlerine yer verilir. „Yaşlı cadı“ ,„nur yüzlü yaşlı kadın“ veya „aksakallı dede“ figürlerini bilmeyen yoktur. Etrafımızdaki yaşlılarla ilgili tecrübelerimizden de birçok önyargıya sahip oluyoruz. Eğer tecrübelerimiz olumluyla pozitif, olumsuzsa negatif önyargılara eğilim gösterebiliyoruz.  

Yaşlılar hakkında önyargıların varlığından ziyade, bunların bilincinde olmak önemlidir. Sadece çocuk ve gençler değil, yaşlıların kendileri de yaşlılıkla ilgili önyargılara sahiptir. Tabii ki onlara da sosyalizasyon sürecinde aktarılmışlardır. Ama aynı zamanda yaşlandıkça edindikleri bireysel tecrübeleri de yaşlılıkla ilgili yeni önyargılar edinmelerine yol açmaktadır

Yaşlılar değişti

Yaşlı tasavvurları denilen, yani kafalarımızdaki „yaşlı insan resimleri“ genellikle olumsuzdur. Buna karşın yaşlıların kendi tasavvurlarının pozitif yönde değiştiği görülmektedir.

Yaşlılar kendilerini „yaşlı“ olarak görmemektedir ve bu şekilde tanımlanmak istememektedir. Sağlık durumu iyi ve ekonomik açıdan bağımsızsa yaşlılar kendisinden sonraki kuşakları „yaşlı“ olarak görmektedir.

tarihinde yayınlandı

Alzheimer

Büyükannenin cüzdanı ocağın yanında duruyor. Kendisi alış verişe gitmiş. Ama yanlış otobüse binmiş. Hepimiz bazen unutkan oluyoruz. Fakat hafızamız bizi devamlı yarı yolda bırakıyorsa, bunun sebebi muhtemelen sadece unutkanlık değildir, ardında çok ciddi beyinsel bir arıza yatıyor olabilir: Demans!  Acaba Alzheimer mi, beyin kanaması mı, yoksa büyükanne sadece „kireçlendi mi?“ Eğer hastaların kendisi veya aile üyeleri zihinsel yeteneklerin gözle görünür biçimde gerilediğinin farkına varırlarsa, hemen bir hekime görünmek gerekir. Demans hastalığın kendisi değildir. Aksine bir belirti kompleksidir. Ardında çeşitli sebepler yatıyor olabilir. Alzheimer, demansların yaklaşık %60’nın sebebidir.  Onu yaklaşık %20 ile beyin dokularına  yeterince kanın ulaşamaması takip etmektedir. Geriye kalan demanslarda ise bir dizi başka sebepler rol oynamaktadır. Örneğin iltihaplar, dokular arası madde alışverişi arızaları ya da beyin tümörleri.

Bilim adamları hastalığın sebebini araştırmaktadır. Başarılı sonuçlar elde edildi, ama Alzheimer hastalığının tedavisi hala mümkün değildir. Alzheimer hastalarına genellikle aileleri baktığı için aile fertlerinin bu hastaların spesifik bakımı konusunda bilgi edinmeleri gerekir.

Beyne yeterli kan ulaşmadığı veya beyin kanaması durumlarında, hafızamızın bizi yarıda yolda bırakmasının sebebi bellidir. Beynin belirli bölgelerine kan gitmediği için iyi çalışamamaktadır, hatta bu bölgelerdeki beyin hücreleri ölebilir. Bu arızaların birçoğu giderilebilir veya hafifletilebilir. Fakat Alzheimer hastalığında sebep bu kadar açık şekilde belli değildir. Aslında sadece sonucu bilinmektedir. Beyinde giderek çoğalan biçimde belirli proteinler adeta bir çökelti gibi beyin hücrelerini sarıp, ölümüne neden olmaktadır. Önce hafıza etkilenmektedir. Hastalık ilerledikçe zihnin diğer yeteneklerinde de arızalar meydana gelmektedir. Örneğin konuşma yeteneği.