tarihinde yayınlandı

Şablonlarımız

Şablon Yaşlı

Yaşlılar üzerine toplumsal bilinç içersinde bir dizi şablonlar vardır. Bunlara „yaşlı tasavvurları“ veya „yaşlı resimleri“ diyebiliriz. Bu resimler kafamızın içindedir ve yaşlılara yönelik davranış ve girişimlerimize etki etmektedirler.

Şablon 1: Zavallı yaşlı

“Türk kültüründe kökleşmiş olan sevgi ve merhamet duyguları çocuk ve yaşlı haklarını aile davranışının odak noktası haline getirmiştir „ (DPT, 2007).

Şablon 2: Yaşlı yüktür

“Yaşlılık kaçınılmaz bir süreçtir; ancak bu süreç sağlıklı ve kaliteli olabilir ve yaşlı nüfusa bağlı toplumsal yük azaltılabilir” (DPT, 2007).

Şablon 3: “Bizden” farklı

Görme problemi olan yaşlılar için bir yürüme yolu (DPT, 2007)

Şablon 3: „Bizden“ Farklı

Soru: Görme problemi olan
çocuk ve gençleri ne yapacağız?

Şablon 4: Saygın yaşlı

„Türklerde kabile yaşamının gelişmesi ile tecrübeli yaşlıların zamanla topluluk içinde çok yararlı, saygın kişiler olduğu kabul edilmeye başlanmış ve bu durum töre haline gelmiştir“ (DPT, 2007).

Şablon 5: Güçsüzlük

Yaşlı Avrupa’nın „imdadına“ genç Türkler koşacak (Hürriyet Gazetesi, 2006).

Şablon 6: Cadaloz yaşlı

Masallarda yaşlı kadınlar kötü kalpli çirkin cadı olarak tasavvur edilirler.  

Şablon 7: Bilge yaşlı

Masallarda yaşlı erkekler „aksakallı dede“ figürü ile tasvir edilir ve bilge kişiliği vurgulanır.

Şablon 8: Üçkuruna düşkün

„70’inden sonra azanı…“ diye başlayan sözü herkes bilir.

tarihinde yayınlandı

Bilgelik

Bilgelik ve Yaşlılık

İç dünyamızdaki yaşam kalitesi

Değişen koşullara uyum sağlayabilmemiz için yaşlanma sürecinde yeni yeterlikler kazanmamız gerekmektedir. Bedensel yönden yaşlanmayı önlemek mümkün değilken, psikolojik açıdan yaşlanma sürecinde gelişme sağlaybiliriz.

İnsan prensipte yaptığı bütün girişimlerde mutlu olmak hedefini takip etmektedir. Dilenciye sadaka veren bir kimse bunu „yardım“ için yaptığını söyleyecektir, ama bu davranışın sebebi sadece yardım etmek değildir, aynı zamanda yardım edene sağladığı „vicdani rahatlama“ bu yardımın bir gerekçesidir. Bu örnekten anlaşılacağı gibi bizden başka kimsenin göremediği iç dünyamızdaki yaşantılarımıza bir kalite kazandırmaya çalışmaktayız.

Yaşlandıkça bilge olacak mıyız?

Yaşlıların bilgelik mertebesine yaklaştığı veya eriştiği düşüncesi de bir önyargıdır. Her aksakallı ne bir „dededir“ , ne de „bilge“ olması gerekir. Bilgelik „düşünme yeteneğinde yeni bir kalite“ (Niederfranke, Schmitz-Scherzer & Flipp, 1999) ve yaşlılık „her yönden kayba uğramak“ (DTP, 2007) ise yaşlanan insanın sadece bedensel yönden değil, zeka ve hafızasının da kayba uğradığına inanılıyorsa, o zaman bildiğini aklında tutmaktan aciz olan varlıkta “insan hakkındaki bilgilerin taç giymesi” denilen bilgeliğe erişebilecek yeterlikte olduğunu nasıl açıklayabiliriz? Nasıl ki kadının saçı uzadıkça aklı kısalmıyorsa, yaşlının sakalı uzadıkça da aklı göğe ermiyor. „Akıl yaşta değil baştadır“ atasözü haklıdır!